2015’te Dijital Dünyanın “in” ve “out”ları

Teknolojinin durdurulamaz ve ivmeli bir gelişimiyle birlikte pazarlama trendleri dijitale her geçen gün daha fazla kucak açıyor. Geleceği görmek ve neler olacağını önceden söylemek çok mümkün olmasa da, dijital dünyada ne gibi gelişmeler olacağını kestirmek, en azından gerçekçi çıkarımlar yapabilmek mümkün.

Öne çıkan ilk konu Google +. Google + birçok kişiye göre zaten hiçbir zaman “cool çocuk” olamamıştı. 2015 ile birlikte karizması iyiden iyiye çizileceğe benziyor. Her ne kadar Google, Google + için bir sosyal medya değil, Google’ın sosyal katmanı şeklinde tanımlasa da, lansmanının yapıldığı 2011 yılından beri bu sosyal medya platformunda ciddi uğuldamalar var. Google birkaç aydır, YouTube, Gmail ya da diğer Google araçlarını kullananlara Google + hesabı oluşturma baskısı yapmıyor. Hangout, Google + haricinde kullanılabilen bir uygulamaya dönüştü. Peki tüm bunlar Google’ın vazgeçtiği anlamına mı geliyor? Google muhtemelen pes etmedi; ancak markalar için Google + sosyal medya stratejisi oluştururken göz önünde bulundurulması gereken bir mecra değil artık.

Bir diğer konu mobil ödemeler. Küresel ölçekte, mobil cihazların ani yükselişini ve penetrasyon hızını kimse inkâr edemez. Seyahat ve konaklamada mobilden yapılan aramaların ve online yapılan işlemler ile gelirin arttığını görebiliyoruz; ancak mobil cihazlarımızı ödeme yapmak için kullanıyor muyuz? Google Wallet bir süredir bu alanda çalışıyor ve Starbucks gibi iyi örnekler de var; ancak istisnanalar kaideyi bozmuyor ve “mobil ödeme” kurgusu çekiciliğini kaybediyor.

Sosyal medya reklamcılığı ise pazarlamacılar için önemli bir strateji olmaya devam ediyor. Şimdiye kadar, çeşitli reklam araçları olan Facebook haricindeki mecralarda, takipçilerle sıkı bağlar kurmak esas alındı. Hedeflemeye ve karışık performans ölçümüne olanak sunan Twitter ve LinkedIn gibi diğer sosyal medya ağları ise reklamverenleri sistemlerine dahil edebilmek için daha agresif oldular. Reklamlar şimdi Instagram ve Pinterest’e de geliyor, Whatsapp uygulaması da ismi konuşulan mecralar arasında.

Son olarak; gittikçe daha da önem kazanan bir konu: Erişilebilir Analiz. Sosyal medya sitelerinin istatistikleri nihayet daha erişilebilir ve detaylı olmaya başladı. Google Analytics tarafından sağlanan göstergelerin derinliği ve son iki senedir Facebook sayfa istatistiklerinin gelişimine zaten alışmıştık. Şimdi LinkedIn, Twitter ve Pinterest de sonunda markaların performanslarıyla ilgili ilgi çekici göstergelere erişim sağladı. Instagram analizleri ise, 3. parti bir uygulamadan yardım almıyorsanız, hala erişilebilir değil.